Doğal felaketlerin oluşunu önlememiz mümkün değil ise, en azından önleyici ve koruyucu önlemeler alarak zarar derecesi azaltılabilir.
Marmara denizi içinde, Kuzey Anadolu Fay Hattında yapılan incelemeler sonucunda metropolis Istanbul’da kuvvetli bir sallantı olma olasılığı 30 yıl içinde % 62±15 ve 10 yıl içinde % 32±12 olarak tahmin edilmektedir.
İnşaat mühendisleri büyük bir deprem sonrasında bütün binaların zarar görmeden iyi durumda olmalarını beklemezler. Buna karşın beklenti, binaların ayakta kalabilmesi ve bina sakinlerinin güvenle binadan çıkabilmelerini sağlayacak yapılar yapmaktır.
Önceden şiddeti belirlenmiş bir depreme karşı, binalar zarar görmeden dayanabilmeli ve aynı zamanda elektrik, gaz ve su hatlarıyla, asansör, yürüyen merdiven ve diğer bina ekipmanları çalışır durumda olmalıdır. Sonuç olarak, sismik olaylara karşı koruyucu ve önleyici tedbirler alırken, binalarda kullanılan teknoloji ve ekipman seçimi çok önemli hale gelmektedir.
1999 Izmit depremi, Izmit ve çevresindeki Istanbul’a yakın alanlarda konut ve endüstriyel binalara geniş miktarda hasar vermiştir. Bu depremde asansör kurulumlarında meydana gelen hasarlara ait liste aşağıda verilmiştir;
• Karşı ağırlığın raydan çıkması ve bazılarının kabin ile çarpışması,
• Halatların hasarlanması ve/veya kasnaklardan çıkmaları,
• Ray braketlerinin kırılması veya hasarlanması,
• Redüktör kablosunun asılı kalması,
• Tekerlekli patenlerinin kırılması veya gevşemesi,
• Kompenzasyon kablosunun kanal dışına çıkması veya hasarlanması,
• Bazı kuyuların çökmesi ve kabinin dibe gömülmesi.
Asansör Tipleri
Halatlı Asansörler
Halatlı asansörlerde motorlar dişli kutulu veya dişlisiz olabilirler. Dişli kutulu motorlar alçak ve orta yükseklikteki binalarda kullanılırken, dişlisiz motorlar yüksek binalarda daha büyük kapasite ve hızlarda kullanılırlar. Dişli oranı asansörün yüküne ve hızına bağlı olarak normalde 20:1 ile 40:1 arasındadır. Dişli oranı arttıkça sistemin verimi azalır, çünkü enerjinin bir kısmı dişliler tarafından harcanır. Dişli kutulu veya dişlisiz, bütün halatlı ünitelerde kabin ve yük ağırlığının % 40 ile %50 si karşı ağırlık olarak dengelemek amacıyla kullanılır. Bu nedenle frenler serbest bırakıldığında karşı ağırlık aşağı yöne doğru hareket etme eğilimindedir.
Halatlı asansörlerde; kabin rayları, karşı ağırlık rayları, bunların braketleri ve kılavuzlama gurupları en kolay hasara uğrayan yapılardır. Deprem sırasında en üst kat zemin kata nazaran daha yüksek genlikte sallanır. Bu nedenle, güç ünitesi ve ekipmanının binanın en üst katına monte edilmesi daha kritik bir durum yaratmaktadır.
Asansör sisteminin en ağır parçası olan karşı ağırlık ve kabin, kütlelerinin büyük olması nedeniyle raylara büyük atalet kuvvetleri etkitirler ve dolayısıyla hasara ve
raydan çıkmalara neden olurlar. Karşı ağırlığın raydan çıkarak kuyu içinde salınması ve kabinle çarpışması en çok rastlanan hasarlardandır. Depremin ilk dalgalarını (P dalgaları) algılayıp asansörü karşı ağırlıktan uzaklaştıracak şekilde bir sonraki kata getiren ve eğer daha tehlikeli şok dalgalarının (S dalgaları) gelmesi halinde asansörün enerjisini kesen sismik anahtar kullanımı tavsiye edilmektedir. Fakat depremin ana merkezi bina kompleksine çok yakın ise, başka bir değişle P ve S dalgaları aynı an-da geldiklerinde, kontrollü enerji kesimi ve karşı ağırlık nedeniyle hasardan kaçınmak mümkün olmayabilir. Buna karşı bir seri koruyucu metod kullanılarak karşı ağırlığın raydan çıkması önlenmeye çalışılabilir. Fakat bu metodlar karşı ağırlık hasarlarını durdurmayı çok zor garanti ederler, maliyeti arttırırlar ve karşı ağırlığı olmayan bir sistemin sağladığı avantajlar ile kıyaslanamazlar.
Eğer asansörde karşı ağırlık bulunuyorsa, frenler açıldıktan sonra kabinin hareket yönü kabinin ağırlığına bağlıdır. Eğer kabin hareket etmiyor ve denge durumunda ise kabinin hareketi el kasnağı vasıtasıyla, zaman alıcı bir yöntemle yapılmak zorundadır.
Depremler ayrıca binaların elektrik, gaz ve su hatlarına zarar verebilir ve patlama, yangın ve su baskını gibi tehlikeli durumlara neden olabilirler. Bu sonraki tehlikeler insan kayıplarını daha da arttırabilir. Asansörler deprem sırasında sismik kuvvetlere dayanabilmeli ve en azından kabinde kalan yolcuların kurtarma operasyonları tamamlanıncaya kadar aktif kalabilmelidirler. Artçı sallantılar, yangın ve diğer sebeplerle kuyuya gaz dolması nediyle yolcuların zaman geçirmeksizin kurtarılma zorunluluğu olabilir. Bu gibi durumlarda yolcuları kurtarmak için itfaiyenin veya sorumlu personelin gelmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Bu nedenle, sismik zon için asansör emniyet kodunun geliştirilmesi halinde, kabinde kapalı kalmışyolcuların kolayca kurtarılabilmeşartı göz ardı edilmemelidir.
Hidrolik Asansörler
Genel olarak hidrolik asansörler, imalatları kurulumları ve servislerinin ucuz olması ve diğer tiplere göre kesin olarak daha iyi emniyet istatistiklerine sahip olmaları nedenleriyle düşük katlı asansör pazarına hakimdirler. Özellikle deprem tehlikesi altındaki bölgelerde, hidrolik asansörler daha emniyetli bir seçenek olduklarını ispatlamışlardır. Şubat 2001 de meydana gelen Seattle depreminde halatlı asansörlerin %11’i değişen oranlarda hasara uğrarken hidrolik asansörlerin sadece %1 hasar görmüştür. Bu gerçek bizi deprem tehlikesi altındaki bölgelerde, halatlı asansör kullanımından doğacak riskler hakkında tekrar düşündürmelidir.
Hidrolik asansörler normal olarak 6 kata kadar olan alçak binalar için uygundur ve genel olarak karşı ağırlıkları yoktur. Kabin, hidrolik güç ünitesi vasıtasıyla tahrik edilen hidrolik piston tarafından direk veya indirek olarak hareket ettirilir. Bu durumda genellikle ayrı bir makina odası kullanılır. Fakat bazı hallerde mevcut olan makina odasız çözümler de tercih edilebilir. Emniyetli makina odası hemen her zaman giriş veya birinci kat seviyesinde rahatlıkla oluşturulabilir. Direk olarak kuyunun yanında olmasına gerek yoktur. Güç ünitesinden kaynaklanabilecek gürültü ayrıca makina odası yardımıyla büyük ölçüde giderilir. Hidrolik asansörlerin kuyu boyutları bazı durumlarda halatlı asansörlere göre daha küçük olabilir çünkü, hidrolik pistonun kabine etkimesi çok değişik şekillerde gerçekleştirilebilir.
Kabinin alt kısmında asansör çukuru ve silindir deliği gerektiren merkezi pistonlu uygulama (direk etkime), den-ge haline getirilerek kızak yüklerinin azaltılmasına olanak sağlayan en basit düzeneklerden biridir. Halat-kasnak düzeneğine sahip olan indirek etkime vasıtasıyla, pahalı teles-kopik silindir ve derin asansör çukuru kullanmaya gerek kalmadan daha yüksek katlara ulaşmak mümkündür. Fakat bu durumda halat kopması veya aşırı hız nedeniyle fren sis-temine ihtiyaç vardır.
Kabinin kat seviyesine indirilmesi manuel alçaltma düğ-mesi veya levyesi aracılığla basitçe yapılabilir. Küçük el pompası seçeneği ile istendiğinde kabin ayrıca yukarı kat seviyelerine yükseltilebilir.
Hidrolik sistemler halatlı sistemlere göre daha az sayıda parçaya sahiptir. Parça sayısı azaldıkça kurulum basitleşecek ve kırılma veya bozulma riski de azalacaktır. Bu neden-le hidrolik asansörler halatlı asansörlere göre daha güveni-lirdir ve kurulumları daha kolaydır. Dahası, bunlar büyük asansör firmalarından bağımsız olarak planlanabildiğinden maliyet açısından çok uygundurlar. Gerekli bütün parçalar hidrolik sanayinden hazır olarak elde edilebildiğinden, bu sistemlerin yedek parça tedarekinde ve servisinde sağlıklı bir rekabet ortamı vardır6.
Hidrolik asansörlerin temel avantajları;
a. Asansör yükü bina tabanı tarafından taşınmakta iken halatlı asansörlerde binanın kendisi tarafından taşınır,
b. Makina odası rahatlıkla giriş veya birinci katta, servis veya kurtarma amaçlı olarak oluşturulabilir,
c. Kurtarma operasyonu normal olarak bilgilendirilmiş-bina fertleri tarfından bir kaç dakika içinde yapılabilir,
d. Kurulum ve servis maliyetleri düşüktür. Alternatif firmalar daha iyi ve uygun fiyatla servis verebilirler,
e. Deprem dolayısıyla oluşan hasarlar, halatlı asansör-lerde oluşan hasarın yüzde değerleriyle ölçülür,
f. Hidrolik asansörler, felaketler sırasında hayatı tehtid eden karşı ağırlığa sahip değildirler.
Türkiye şiddetli depremlerin tehtidi altında olan bir ülkedir. En son Marmara depremi gayet büyük hasara neden olmuştur. Bununla birlikte, insanlar benzer depremlerin her zaman olabileceğini çok çabuk unutmaktadırlar.
Doğal afetler göz önüne alındığında, makina odasının terk edilmesiyle endüstri geriye doğru büyük bir adım atmıştır ve şimdi yanlara doğru küçük, yetersiz adımlar atmakla meşkul olarak emniyet şartlarını sözde düzeltmeye çalışmaktadır.
Hidrolik asansörler genellikle alçak binalardan oluşan, sismik tehlike altındaki bölgelerde kullanılmaya daha uygundur. Deprem tehlikesine karşı hidrolik asansörlerin kullanımı halatlı asansörlere göre daha emniyetlidir. Bina tabanına kurulmaları, normal olarak karşı ağırlığa sahip olmamaları ve aşırı hızlanma gibi durumlarda kabini durdurmak için emniyetli boru patlama valfine sahip olmaları ayrımı oluşturan ana öğelerdendir. Kabini yukarı hareket ettirmek gerekli olduğunda gereken sadece makina odası kurulumunda yer alan küçük bir el pompasıdır.
Yukarıda anlatılanların ışığı altında, hidrolik asansörlerin deprem tehlikesi altındaki bölgelere daha uygun asansör tipi olduğu anlaşılmaktadır.
Kommentare