Mimarlık–Peyzaj Arayüzü: Eğitimden Pratiğe Yeni Bir Dil
- Mimarlık Akademisi

- 4 Eki
- 3 dakikada okunur

Küresel çevre krizleri meslek sınırlarını bulanıklaştırırken, mimarlık–peyzaj ilişkisi yalnızca “arka plan” meselesi olmaktan çıkıp yapılı çevreyi kuran ana omurgaya dönüşüyor. Peyzaj kavrayışını içselleştiren bir mimarlık kültürü; kuramda derinlik, uygulamada esneklik ve yeni morfolojiler için verimli bir zemin sunuyor. Bu dönüşümün mesleki pratikte zorlayıcı olabildiği kadar, eğitim ortamlarında benimsenmesi de bir o kadar belirleyici görünüyor.
Tez: Peyzaj, “arkaplan” değil; zaman–mekân katmanlarını birleştiren kurucu bir model.Sonuç: Eğitimde içselleştirildiğinde, tasarım kültürü biçimsel ayrışmadan bağlamsal bütünlüğe evriliyor.
Bir Kent Yerleştirmesi Neyi Anlatır?
Doris Salcedo’nun “Untitled” (Karaköy, 2003) işi, 1.500+ sandalyeyi bir metruk parsele istifleyerek zorunlu göçün zaman ve mekân boyunca süren izlerini görünür kılmıştı. Bu yaklaşım, biçim-merkezli okumanın yerine katmanlar arası etkileşime odaklanan bir bağlam okuması öneriyordu. Bugün mimarlık ve şehircilik için tam da gereken bakış bu: bütünün katmanlarıyla ilişkisini kuran anlatı.
Neden Peyzaj? Neden Şimdi?
Son otuz yılda peyzaj, zamansal–mekânsal süreklilik ve çok katmanlı okuma üreten bir model/ortam olarak öne çıktı. Sadece “yeşil” değil; topografya, ekoloji, kültür, altyapı ve kullanım ağlarının kesişimi. Mimarlığın dili, bu arayüzle birlikte bağlamı tasarlama kapasitesi kazanıyor.
Peyzaj = Ekoloji + Topoğrafya + Kültür + Zaman + Altyapı Amaç = Nesne–zemin ikiliğini aşan süreklilik tasarımı
Eğitimde Dönüm Noktaları: Kısa Zaman Çizelgesi
1930’lar – Harvard GSD’nin kuruluşuHudnut–Gropius eksenli yeniden yapılanma; mimarlık, peyzaj ve planlamayı aynı çatı altında buluşturdu.Kiley–Rose–Eckbo üçlüsü iç–dış sürekliliği ve yapı–bahçe eşzamanlı tasarımını savundu; peyzajı üç boyutlu hacim olarak kavramsallaştırdı.
1950–60’lar – UPenn etkisiHolmes Perkins’in fakülteyi dönüştürdüğü dönemde Louis Kahn ve Aldo van Eyck peyzajı kozmik/deneyimsel bir bütünlük olarak okudu.Ian McHarg “Doğayla Tasarım” yaklaşımıyla ekolojik–sistemsel yöntemi kurumsallaştırdı.
1990 sonrası – Peyzaj tabanlı şehircilikWaldheim–Corner çizgisi; altyapı, ağ, örüntü ve sistem kavramlarını kentsel tasarımın merkezine taşıdı. Mimarlıkta nesne–zemin ikiliği sorgulandı, melez morfolojiler tartışmaya açıldı.
Üç Ana Figür, Üç Bakış
1) Garrett Eckbo – “Peyzaj Mimarlık mıdır?”
Konut ve bahçenin eşzamanlı kurgusu, iç–dış süreklilik ve hacimsel peyzaj fikri. Yaşamın sürekliliği, mimarlık ve peyzajı aynı yapısal bütünün parçaları haline getirir.
2) David Leatherbarrow – Topografyanın Zamanı
Topografyayı yalnız “form” değil, zaman–madde–yaşantı katmanlarıyla okuyan yaklaşım. Mimari değer, yapının peyzajla kurduğu etki üzerinden değerlendirilir.
3) Louis Kahn & Aldo van Eyck – Kozmik ve Deneyimsel
Kahn’da arazi–yapı buluşması kozmik bir birlik üzerinden düşünülür; Eyck’te “eşik” fikriyle iç–dış arasındaki ara yüzler kültürel anlamın taşıyıcısına dönüşür.
Kahn: “Doğanın yaptığını insan, insanın yaptığını doğa yalnız yapamaz.” Eyck: Anlam, katı biçimde değil ara yüzlerde oluşur.
McHarg’ın Mirası: Ekolojik Yöntem, Yeni Tasarım Kültürü
McHarg, peyzajı pastoral bir imge olmaktan çıkarıp fiziksel–biyolojik süreçlerle okunur kıldı. Katman analizi, örüntü ve sistem yaklaşımı; bugün peyzaj şehirciliği ve ekolojik şehircilik için temel referans. Eğitimde bu yöntem, “habitat” kavramını tasarımın ortak zemini yapıyor.
Bugüne Çıkan Ders: Stüdyodan Şantiyeye Uzanan Süreklilik
Formdan bağlama: Nesne değil, ağ tasarımı.
Sınırdan sürekliliğe: Parsel yerine peyzaj katmanları.
Disiplinden arayüze: Mimarlık, peyzaj, planlama senkron.
Ölçekten zamana: Proje, işleyen süreç olarak kurgulanır.
Stüdyo İçin 4 Kısa Alıştırma Eşik haritası: İç–dış ara yüzlerini işlevle eşleştirme. Topografya senaryosu: 3 zaman diliminde arazi–su–bitki akışı. Eşzamanlı tasarım: Yapı–peyzaj–altyapı aynı paftada, tek öneri. Katman kolajı: Ekoloji/altyapı/kültür katmanlarını üst üste okuma.
Son Söz: Otonomiden Ekosisteme
Mesleklerin otonomisi erirken, suni sınırların eğitimde aşılması; mimarlık–peyzaj ilişkisinin formel estetiğin ötesine, bağlamsal, kozmik, deneyimsel ve ekolojik düzlemlere taşınması için kritik görünüyor.Peyzaj kavrayışını içselleştiren bir mimarlık dili; kuramda zenginleşen, uygulamada çevreyle barışık ve zamanla uyumlu bir üretim kültürüne kapı aralıyor.
Yapıları ve peyzajı, “aynı görüş alanında” gördüğümüzde, mimarlık dersi yalnız biçimden değil hayattan da bahsetmeye başlıyor.
Kaynak: " Mimarlık ve Peyzaj: Eğitime Dair Kesitler, Vaatler"
Funda Baş Bütüner, Doç. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü
Gizem Deniz Güneri Söğüt, Dr. Öğr. Üyesi, Atılım Üniversitesi Mimarlık Bölümü (Mimarlık Dergisi, 2023, Sayı 430)



Yorumlar