top of page

Mimarlık–Peyzaj Arayüzü: Eğitimden Pratiğe Yeni Bir Dil

ree

Küresel çevre krizleri meslek sınırlarını bulanıklaştırırken, mimarlık–peyzaj ilişkisi yalnızca “arka plan” meselesi olmaktan çıkıp yapılı çevreyi kuran ana omurgaya dönüşüyor. Peyzaj kavrayışını içselleştiren bir mimarlık kültürü; kuramda derinlik, uygulamada esneklik ve yeni morfolojiler için verimli bir zemin sunuyor. Bu dönüşümün mesleki pratikte zorlayıcı olabildiği kadar, eğitim ortamlarında benimsenmesi de bir o kadar belirleyici görünüyor.

Tez: Peyzaj, “arkaplan” değil; zaman–mekân katmanlarını birleştiren kurucu bir model.Sonuç: Eğitimde içselleştirildiğinde, tasarım kültürü biçimsel ayrışmadan bağlamsal bütünlüğe evriliyor.

Bir Kent Yerleştirmesi Neyi Anlatır?

Doris Salcedo’nun “Untitled” (Karaköy, 2003) işi, 1.500+ sandalyeyi bir metruk parsele istifleyerek zorunlu göçün zaman ve mekân boyunca süren izlerini görünür kılmıştı. Bu yaklaşım, biçim-merkezli okumanın yerine katmanlar arası etkileşime odaklanan bir bağlam okuması öneriyordu. Bugün mimarlık ve şehircilik için tam da gereken bakış bu: bütünün katmanlarıyla ilişkisini kuran anlatı.

Neden Peyzaj? Neden Şimdi?

Son otuz yılda peyzaj, zamansal–mekânsal süreklilik ve çok katmanlı okuma üreten bir model/ortam olarak öne çıktı. Sadece “yeşil” değil; topografya, ekoloji, kültür, altyapı ve kullanım ağlarının kesişimi. Mimarlığın dili, bu arayüzle birlikte bağlamı tasarlama kapasitesi kazanıyor.

Peyzaj = Ekoloji + Topoğrafya + Kültür + Zaman + Altyapı Amaç = Nesne–zemin ikiliğini aşan süreklilik tasarımı

Eğitimde Dönüm Noktaları: Kısa Zaman Çizelgesi

1930’lar – Harvard GSD’nin kuruluşuHudnut–Gropius eksenli yeniden yapılanma; mimarlık, peyzaj ve planlamayı aynı çatı altında buluşturdu.Kiley–Rose–Eckbo üçlüsü iç–dış sürekliliği ve yapı–bahçe eşzamanlı tasarımını savundu; peyzajı üç boyutlu hacim olarak kavramsallaştırdı.

1950–60’lar – UPenn etkisiHolmes Perkins’in fakülteyi dönüştürdüğü dönemde Louis Kahn ve Aldo van Eyck peyzajı kozmik/deneyimsel bir bütünlük olarak okudu.Ian McHarg “Doğayla Tasarım” yaklaşımıyla ekolojik–sistemsel yöntemi kurumsallaştırdı.

1990 sonrası – Peyzaj tabanlı şehircilikWaldheim–Corner çizgisi; altyapı, ağ, örüntü ve sistem kavramlarını kentsel tasarımın merkezine taşıdı. Mimarlıkta nesne–zemin ikiliği sorgulandı, melez morfolojiler tartışmaya açıldı.

Üç Ana Figür, Üç Bakış

1) Garrett Eckbo – “Peyzaj Mimarlık mıdır?”

Konut ve bahçenin eşzamanlı kurgusu, iç–dış süreklilik ve hacimsel peyzaj fikri. Yaşamın sürekliliği, mimarlık ve peyzajı aynı yapısal bütünün parçaları haline getirir.

2) David Leatherbarrow – Topografyanın Zamanı

Topografyayı yalnız “form” değil, zaman–madde–yaşantı katmanlarıyla okuyan yaklaşım. Mimari değer, yapının peyzajla kurduğu etki üzerinden değerlendirilir.

3) Louis Kahn & Aldo van Eyck – Kozmik ve Deneyimsel

Kahn’da arazi–yapı buluşması kozmik bir birlik üzerinden düşünülür; Eyck’te “eşik” fikriyle iç–dış arasındaki ara yüzler kültürel anlamın taşıyıcısına dönüşür.

Kahn: “Doğanın yaptığını insan, insanın yaptığını doğa yalnız yapamaz.” Eyck: Anlam, katı biçimde değil ara yüzlerde oluşur.

McHarg’ın Mirası: Ekolojik Yöntem, Yeni Tasarım Kültürü

McHarg, peyzajı pastoral bir imge olmaktan çıkarıp fiziksel–biyolojik süreçlerle okunur kıldı. Katman analizi, örüntü ve sistem yaklaşımı; bugün peyzaj şehirciliği ve ekolojik şehircilik için temel referans. Eğitimde bu yöntem, “habitat” kavramını tasarımın ortak zemini yapıyor.

Bugüne Çıkan Ders: Stüdyodan Şantiyeye Uzanan Süreklilik

  • Formdan bağlama: Nesne değil,  tasarımı.

  • Sınırdan sürekliliğe: Parsel yerine peyzaj katmanları.

  • Disiplinden arayüze: Mimarlık, peyzaj, planlama senkron.

  • Ölçekten zamana: Proje, işleyen süreç olarak kurgulanır.

Stüdyo İçin 4 Kısa Alıştırma Eşik haritası: İç–dış ara yüzlerini işlevle eşleştirme. Topografya senaryosu: 3 zaman diliminde arazi–su–bitki akışı. Eşzamanlı tasarım: Yapı–peyzaj–altyapı aynı paftada, tek öneri. Katman kolajı: Ekoloji/altyapı/kültür katmanlarını üst üste okuma.

Son Söz: Otonomiden Ekosisteme

Mesleklerin otonomisi erirken, suni sınırların eğitimde aşılması; mimarlık–peyzaj ilişkisinin formel estetiğin ötesine, bağlamsal, kozmik, deneyimsel ve ekolojik düzlemlere taşınması için kritik görünüyor.Peyzaj kavrayışını içselleştiren bir mimarlık dili; kuramda zenginleşen, uygulamada çevreyle barışık ve zamanla uyumlu bir üretim kültürüne kapı aralıyor.

Yapıları ve peyzajı, “aynı görüş alanında” gördüğümüzde, mimarlık dersi yalnız biçimden değil hayattan da bahsetmeye başlıyor.

Kaynak: " Mimarlık ve Peyzaj: Eğitime Dair Kesitler, Vaatler"

Funda Baş Bütüner, Doç. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü

Gizem Deniz Güneri Söğüt, Dr. Öğr. Üyesi, Atılım Üniversitesi Mimarlık Bölümü (Mimarlık Dergisi, 2023, Sayı 430)

Yorumlar


bottom of page